Rengârenk Anılar

Yıllardır oradalar… bazıları ahşap çekmecelerin içinde, bazıları metal dolapların raflarında…

Suni deri veya plastik çantalar içinde olanlar da var… yan yana, üst üste… yarınlara taşınacak olan değerler… yıllardır oradalar…

Bazıları isimleriyle hatırlanan, bazıları ise hangi yaratıcı kalemin, fırçanın ucundan çıktıkları, hangi zamanda yapıldıkları artık pek de anımsanmayan kendi dönemlerinin temsilcileri…

Sabaha karşı, bilmem kaçıncı kahvenin ya da çayın sonunda, sönmüş bir sobanın yanındaki masada, yorgun düşmüş bir elin attığı son fırça darbesi ile bitmiştir bazıları… kimisi ise şarkılar, türküler eşliğinde… bazıları da deniz tarafındaki dersliğin pencere kenarındaki çizim masası üzerinde, camdan bakan martının meraklı bakışları altında… vize teslimi ya da proje ödevi olarak…

Bazılarının üzerinde sonradan eklenmiş çizgiler hatta yazılar bile bulunur…yapıcı, uyarıcı, dikkat çekici tashihlerin izleridir onlar… birer nişan gibi dururlar üzerlerinde…

Yıllardır beklerler hep birlikte; sabırlı, dingin ve mağrur…

Bazen yer değiştirdikleri de olur, çok sık olmasa da…

Önce çekmece ya da dolabın, dosyanın kapağı açılır, yavaşça…

Merakla beklerler…

Yeni gelenler mi var, yoksa aralarından gidecek olanlar mı?

Gidecek olanlar da kısa bir süre sonra geri geleceklerdir… bilirler…

Aralarından bazıları çok ender olarak dönmemek üzere gitmişlerdir…

İçeriye giren ışıkla birlikte onlara doğru bir el uzanır… yıllardır duydukları, aşina oldukları birtakım konuşmalar duyulur peşi sıra… acaba bu sefer sıra hangisindedir?

 

Uzanan el, saygıyla bir müddet hareket eder aralarında, ortalık karışır gibi olur… Sonra bir ya da birkaç tanesi usulca, özenle çekilip alınır içlerinden…

Diğerlerinden ayrılmış olanlar şimdi bir masanın üstünde, kendilerine merakla, hayranlıkla bakan gözlerin odağındadır…

Önce deneyimli, birikimli bir ses açıklamalar yapar haklarında… bazen daha açıklamalar bitirilmeden sabırsızca sorular gelmeye başlar, heyecanla…

Hatta soru soranların kimileri daha iyi anlayabilmek için kaçamak hareketlerle dokunmaya çalışır yüzeylerine… Açıklamaları yapan ses, bazı küçük temasları görmezden gelir… ama bazen de dayanamayıp uyarmak zorunda kalır, biraz otoriter bir tonla…

– Arkadaşlar, onlar bölümün geçmişinin kodlandığı görsel bellekler… bir zaman sonra sizin işleriniz de aralarında yer alacak… pek dokunmasak… renkleri dağılabilir, kirlenebilir…

– … … … … …        … … … … … … … … …        … … … … … …?

– Efendim… anlamadım, bazıları siyah beyaz mı?…

İyi bakın arkadaşlar…

Dikkatli bakın…

Eğer dikkatli bakarsanız, onların tümünde gizlenmiş olan “Rengârenk Anıları” görürsünüz.

 

Sevgi ve Saygılarımızla.

Tekstil ve Moda Tasarımı Bölümü adına

Prof. Kemal CAN

Bölüm Başkanı



Yıllardır oradalar… bazıları ahşap çekmecelerin içinde, bazıları metal dolapların raflarında…

Suni deri veya plastik çantalar içinde olanlar da var… yan yana, üst üste… yarınlara taşınacak olan değerler… yıllardır oradalar…

Bazıları isimleriyle hatırlanan, bazıları ise hangi yaratıcı kalemin, fırçanın ucundan çıktıkları, hangi zamanda yapıldıkları artık pek de anımsanmayan kendi dönemlerinin temsilcileri…

Sabaha karşı, bilmem kaçıncı kahvenin ya da çayın sonunda, sönmüş bir sobanın yanındaki masada, yorgun düşmüş bir elin attığı son fırça darbesi ile bitmiştir bazıları… kimisi ise şarkılar, türküler eşliğinde… bazıları da deniz tarafındaki dersliğin pencere kenarındaki çizim masası üzerinde, camdan bakan martının meraklı bakışları altında… vize teslimi ya da proje ödevi olarak…

Bazılarının üzerinde sonradan eklemiş çizgiler hatta yazılar bile bulunur…yapıcı, uyarıcı, dikkat çekici tashihlerin izleridir onlar… birer nişan gibi dururlar üzerlerinde…

Yıllardır beklerler hep birlikte; sabırlı, dingin ve mağdur…

Bazen yer değiştirdikleri de olur, çok sık olmasa da…

Önce çekmece ya da dolabın, dosyanın kapağı açılır, yavaşça…

Merakla beklerler…

Yeni gelenler mi var, yoksa aralarından gidecek olanlar mı?

Gidecek olanlar da kısa bir süre sonra geri geleceklerdir… bilirler…

Aralarından bazıları çok ender olarak dönmemek üzere gitmişlerdir…

İçeriye giren ışıkla birlikte onlara doğru bir el uzanır… yıllardır duydukları, aşina oldukları birtakım konuşmalar duyulur peşi sıra… acaba bu sefer sıra hangisindedir?

Uzanan el, saygıyla bir müddet hareket eder aralarında, ortalık karışır gibi olur… Sonra bir ya da birkaç tanesi usulca, özenle çekilip alınır içlerinden…

Diğerlerinden ayrılmış olanlar şimdi bir masanın üstünde, kendilerine merakla, hayranlıkla bakan gözlerin odağındadır…

Önce deneyimli, birikimli bir ses açıklamalar yapar haklarında… bazen daha açıklamalar bitirilmeden sabırsızca sorular gelmeye başlar, heyecanla…

Hatta soru soranların kimileri daha iyi anlayabilmek için kaçamak hareketlerle dokunmaya çalışır yüzeylerine… Açıklamaları yapan ses, bazı küçük temasları görmezden gelir… ama bazen de dayanamayıp uyarmak zorunda kalır, biraz otoriter bir tonla…

– Arkadaşlar, onlar bölümün geçmişinin kodlandığı görsel bellekler… bir zaman sonra sizin işleriniz de aralarında yer alacak… pek dokunmasak… renkleri dağılabilir, kirlenebilir…

– … … … … …        … … … … … … … … …        … … … … … …?

– Efendim… anlamadım, bazıları siyah beyaz mı?…

İyi bakın arkadaşlar…

Dikkatli bakın…

Eğer dikkatli bakarsanız, onların tümünde gizlenmiş olan “Rengârenk Anıları” görürsünüz.

 

Sevgi ve Saygılarımızla.

Tekstil ve Moda Tasarımı Bölümü adına

Prof. Kemal CAN

Bölüm Başkanı

Bu serginin tüm yayın hakları Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi

Güzel Sanatlar Fakültesi Tekstil ve Moda Tasarımı Bölümüne aittir.

Fikir ve Sanat Eserleri Kanununun ilgili hükümleri gereğince hiçbir yöntemle kopyalanıp çoğaltılamaz.

©Tüm hakları saklıdır.